Boğa burcuna dair


Boğa burcuna dair en eski olan izler 17000 yıl önce  mağara resimlerinde.

 
Fransanın Lascaux mağaralarında bulunan 17000 yıllık antik duvar resimleri. Resimler de yedi tane nokta olarak ülker yıldızı ve orionun üç yıldızdan oluşan kemeri görülüyor.

http://www.atlantisrising.com/backissues/issue10/ar10ancientstars.html


http://thehiddenrecords.com/lascaux_cave_france.htm

Yunan Mitolojisi
Mitolojide Ülker, Boğa'nın omzundaki bir damga biçimindedir. Boğa'nın boynuzları, Hyades'ten sola aşağıya Arabacı'ya doğru uzanır. Kümedeki yıldızların isimleri, Yunan mitolojisinde Atlas ve kızları Alcyone (Alsiyon ok.), Merope, Electra, Sterope, Celaeno (Selano ok.), Maia (Maya ok.) ve Taygete ile eşi Pleione'ye ayrılmıştır. Burçları, ekinlerin olgunlaşma zamanı ve deniz mevsiminde görünürdü. Efsaneye göre, Zeus, Titan'larla olan savaşında, zaferi kazandıktan sonra, savaşta karşı tarafı tutan Atlas'ı, yeri ve gökleri sırtında taşımaya mahkum etmiş; giderek yeryüzü ve gökyüzü haritalarını içeren kitaplar, bu nedenle Atlas diye isimlendirilir olmuşlardır. Bu gelenek, günümüzde de sürmektedir. Ülker, yani bu yedi ilahi kız kardeşin güzel olduklarına inanılırdı. Güzellikleri nedeniyle Olympos'lu bazı tanrılarla ilişkileri de olmuştur.

İsimler
Ülker'in görünen yıldızları Yedi Kızkardeşler olarak da bilinir. Doğulu ve batılı pek çok şair, eserlerinde bu yıldız kümesine atıfta bulunmuştur. Bunlar arasında Homeros, Ömer Hayyam, Hafız, Sadi, Milton... sayılabilirler. Mehmet Akif'in Çanakkale Şehitleri şiirinde geçen "yedi kandilli Süreyya" da Ülker olmalıdır. Fakat pek çok insan çıplak gözle kümenin yalnızca altı yıldızını görebilir. Bir varsayıma göre, yıldız ve takımyıldızlara ilk kez isim verenler zamanında, kümedeki yedinci yıldız da görülebilecek kadar parlaktı veya her nasılsa yedinci yıldız da fark edilmiş olmalı. Eski denizciler, bu gruba yelken açma yıldızları derler, yalnızca Ülker'in gözüktüğü dönemlerde denize açılırlarmış. Görünmediği zamanlar fırtınalar yakın sayılırmış.

Türklerde Türeyiş Efsanesi

Önceleri yaşayan sadece Kara Han ve sudan başka hiç bir şey yoktu. Kara Han ilk insanı yapar. Fakat bu insan çok hileci ve hain biridir. Bu insan sular üzerinde üçmaya başlar. Sonra Kara Han bu insanın yaşamasını ister. Bunun için suların dibinden bir yıldız çıkartır. Kara Han insana bu yıldızdan bir avuç toprak alıp denize serpmesini ister. Yıldızdan toprağı alan insan bir avuç daha alıp kendisi için ağzında saklar. Kara Han’ın emri ile toprak suya serpilince bu toprak büyüyerek ada olur. Kara Han oraya bir çam ağacı diker. İnsanın ağzına sakladığı toprakta büyüyerek ağzına sığmamaya başladı. Bunu sezen Kara Han ona: tükür der. İnsanın tükürmesi ile ağzından çıkan toprak parçası dahada büyüyerek bundan dağlar meydana gelir.Daha sonra bu insanı kendi halinde yaşamaya bırakan Kara Han yukarıda on yedi kat göğü yarattır.On son katta kendisi, bir aşağı katta oğlu Ülgen ve yer altında yaratığı alemde (cehennemler diyarında - (Karanlıklar) ) yine oğlu Erlik oturmaktadır.

Önceleri yalınız büyük tanrı ve sudan başka hiç bir şey yoktur. Tanrı suya bir beyaz kuğu kuşu gönderir. Bir ağız dolusu toprak getirmesini söyler. Emir üzerine suya dalan Kugu suyun dibinden bir ağız dolusu toprak ile su yü-züne çıkar ve toprağı üfler. Toprak toz halinde tekrar sular üzerine düşer. Bu tozlar büyüyerek yayılır ve düz toprak alanlar haline gelir. Tanrı bir Kugu daha gönderir. Oda topragı gagalar bundanda dağlar, yükseklikler ve derinlikler olur fakat bu arazi ve toprak üzerinde bitki yoktur. Bu şeytanın hoşuna gitmez şeytanda bataklıklar ve ormanı yaratır.

Bu efsaneye göre kozmik alemden önce Ap-su ile Tiamat’tan Mum-mu denilen ne oldugu bilinmeyen acaip bir varlık türer. Bundanda “Lakhamu„ adında bir dişi ve “Lakhmu„ bir erkek yılan doğar. Bu yılanların evlenmesi ile Anşhar adındaki gökler ve Kishar adı verilen yerler meydana gelir. Bu efsanelere değindikten sonra yine bu insanlar yaratılan bu evrenin ( dünyanın) kırmızı bir öküzün boynuzunun üzerinde durduğuna inanırlar. Yorulan öküz dünyayı bir boynuzundan öbür boynuzunun ucuna atarken dünya sarsılır ve bu sırada zelzele olur ve yer sarsılır. Şamanızimde ve diğer dinlerdeki inançlara göre bu öküz bir taşın üzerinde, taş bir balığın sırtında, balık suda, su da havadadır. Bu öküze Gav-Zemin, Sevr,i Ahmer ve Behmut adları verilir.



No comments:

Post a Comment