Zülkarneyn, Idris ve Firavun Thoth

Thoth (İbis kuşu ve baboon maskeli firavun).

Thoth yazmayı icat eden ve bir gemiyle seyahetleri anlatılan ilk firavunlardan biridir. Gemisiyle uzayda dolaşmış olduğu anlatılır. Büyü sanatını da bildiği için hermetic bilimin babasıdır.

"Book of the dead", ölüler kitabı en önemli mısır arkeolojik buluntudur ve Thotha aittir.

Thoth tanrının diliydi. Tanrının dilemesiyle ondan mesajlar veriyordu halkına. Dünyada ve evrende ki bütün dilleri bilmiş olduğu söylenir. Uzayın ve dünyanın oluşum kanunlarını bilirdi. Ona bütün ilimler verilmişti. Çizim ve yazı sanatını icat etti. Mısırlılar tarafından kayıt meleği diye isimlendirildi. Hatta tanrının yazıcısı ünvanı da verilmiştir.

Sosyal ve yargılama kanunlarını hazırlamış ve dünyada ve evrenin diğer yerlerinde aynı kanunu korumuş olduğu anlatılır.

Bu dünya ve öbür dünyalar onu "sözlerin ve yapılan işlerin tartıcısı ya da hakimi" olarak kullanmış. Her ölenin kitabı yanında olarak gömülür ve bu kitap öbür dünyaya geçiş için gerekli bigiler içerir. Kitapda ki bilgilerin yardımıyla ölen ruh Thotha ulaşır o da tartısıyla kalbini tarttığı ölülerin öbür tarafa iyi olarak geçip geçmeyeceğine karar verir.

http://ancienthistory.about.com/od/egyptdeath/a/bookofthedead4.htm
http://www.egyptianmyths.net/thoth.htm

Thoth gibi Zulkarneyn de ilim sahibi bir kisidir. Doguya ve batiya olan seyahatleri, ilim sahibi olmasi ve goge cikmasi ortak yonleridir. Asagida Zulkarneynin gectigi Kehf suresinin detayli aciklamalarini bulacaksiniz. Iskender Turenin kitabindan alintidir.

Zülkarneyn

“Ey Resulüm, bir de sana (İdris) Zülkarneyn’den soruyorlar. De ki; “-Size O’ndan bir haber anlatacağım!”

Gerçekten Biz, O’na arzda mekan verdik ve O’na istediği her şeyden bir sebep (araç ve yol) verdik.

O da sebebe (yola ve araca) uyup (Batıya doğru gitti).

Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, kaynar bir gözeye batıyor buldu. Orada bir topluluğa rastladı. O’na dedik ki; “-Ey Zülkarneyn, istersen bunlara azap edersin, istersen iyilik edersin!”

Dedi ki; “-Kim zulmediyorsa onu azaplandıracağız! Rabbine kavuştuktan sonra da görülmemiş bir azapla azaplandırılacak!”

“Kim de iman eder de salih amellerde bulunursa güzel bir karşılık bulacaktır. Ona kolay emirler vereceğiz.

Sonra bir sebebe daha uyup (Doğuya gitti).

Güneşin doğduğu yere varınca bir urukla daha yüz yüze geldi ki, üzerlerini örtmemiştik.

İşte öyle, O’nun yanında neler vardı ki, hepsini haberimizle kuşatmıştık.

Sonra yine bir sebebe (yörünge ve uçkuna) daha uyup (Kuzeye veya Uzay Göklerine doğru gitti).

İKİ SED’in (gezegenin veya dağın) arasına ulaşınca öyle bir kalabalıkla karşılaştı ki, söyleneni anlamıyorlar ve söyledikleri de anlaşılmıyordu.

Dediler ki; “-Ey Zelkarneyn, Yecüc ve Mecüc (Cinleri ve onlara uyan İnsanlar) bu yerde bozgun çıkarıyorlar. Onlarla bizim aramıza sed (sur/ duvar veya süd/ bulutsu/ nebula) yapman karşılığında sana haraç verelim mi?”

Dedi ki; “-Rabbimin bana verdiği mekan daha hayırlıdır. Haydi, tüm kuvvetimizle onlarla sizin aranızı sağlamlaştıralım!”

“Bana DEMİR kütleleri getirip verin!” dedi. İKİ SADEFin (Gezegenin veya Dağın) arasını aynı seviyeye getirince “-Körükleyip üfleyin!” dedi. Kızıl kor haline gelince dedi ki; “-Getirip verin erimiş BAKIRı da üzerine dökeyim!”

Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.

Dedi ki; “-Bu Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin vaadi (tufanlar ve ahir zaman veya kıyamet) gelince onu yerle bir eder. Elbette Rabbimin vaadi haktır!”

O gün onları birbiri içinde dalgalanır bırakmışızdır. (İsraifil tarafından birinci ve ikinci) Sura da üfürülmüştür. Artık onlar toplanır da toplanırlar.

O gerçekleri örtenlere o gün Cehennem’i öyle bir sunuş sunacağız ki!

Gözleri olduğu halde bizim ÖĞÜTümüzü (KUR’AN AYETLERİni)  görmeyen, kulakları olduğu halde yararı olmayanlar! (O gün görüp işiteceksiniz!)” Kehf 18/83-101

Idris peygamberle Zulkarneynin ayni kisi olabilecegine ait delil asagidaki ayettedir.

“Kitap’ta (Kur’an’da) İdris’i de an! Çünkü O çok sıddıyk bir nebiydi.

Biz, O’nu (göklerdeki) pek yüce bir mekana yükselttik!” Meryem 19/ 56,57 “Hatta Yecüc ve Mecüc(ün engeli) açılıp da her tepeden saldırıya geçtiklerinde, ve gerçek vaad olan (kıyamet) yaklaştığı vakit, işte o zaman gerçekleri örtenlerin gözleri hemen dikiliverecek, “-Yazık bizlere, doğrusu gaflet içindeymişiz, kendimize zulmettik”, diyecekler.” Enbiya 21/ 96, 97